CHP’nin 38. Kurultayı ile ilgili açılan dava 30 Haziran’da görüşülecek. CHP’nin gündeminde öncelikle bu dava bulunurken, yıllar önce yargıya intikal ettirilmiş, 2016 yılında görev yapan Parti Meclisi üyeleri, yedek üyeleri ile Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri hakkında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayetçi olduğu davada şüphelilerin ceza almaları halinde bugün aktif siyasetin içinde olan birçok isme siyaset yasağı gelecek.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı Parlamenterler Bürosu tarafından hazırlanan 2025/ 4560 sayılı iddianamede, şikayetçi Cumhurbaşkanı Recap Tayyip Erdoğan, şikayet tarihi ise 8 Kasım 2016’yı gösteriyor. Suç duyurusunda, CHP’nin 7 Kasım 2016 tarihinde yayımladığı “CHP Parti Meclisinden Yurttaşlarımıza” başlıklı bildiride Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ağır hakaretlerde bulunulduğu öne sürüldü.
ŞİKAYET KONUSU BU ÇAĞRI
15 Temmuz darbe girişiminden birkaç ay sonra CHP bildirisinde yurttaşlara şu çağrı yapıldı:
“Türkiye iyi yönetilmemektedir. Ülkemizi 14 yıldır yöneten AKP iktidarı, devlet yönetiminin her kademesine yerleştirdiği FETÖ elemanlarıyla Türkiye’yi bilinçli ve planlı bir şekilde darbe ortamına sürüklemiştir. Gelinen noktada Türkiye, FETÖ ile mücadele bahanesiyle ortaya konan karanlık ve otoriter Saray darbesini yaşamaktadır. Mevcut siyasi durum halkımızın özgürlüğüne ve ülkemizin bekasına yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Vatanını seven, demokrasiye inanan, temel hak ve özgürlükleri savunan her yurttaşımız Cumhuriyetimize yönelen bu büyük tehdidi bertaraf etmek için bir araya gelmelidir. CHP bu yaşamsal özgürlük, demokrasi, birlik ve bağımsızlık hareketinin öncülüğünü yapmaya hazırdır. Hiçbir yurttaşımızın kuşkusu olmasın ki CHP bu mücadelenin bütün gereklerini yerine getirecektir.”
ONUR VE ŞEREFİ RENCİDE
Bugün milletvekili olmayan CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bildirinin yayımlandığı dönemde görevde bulunan CHP Parti Meclisi üyeleri haklarında şikayette bulunuldu. İddianamede şöyle denildi:
“Şüpheliler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek kullandığı ifadelerde Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde tahkir etmek suretiyle kendisine isnat edilen Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin kanuni unsurlarıyla birlikte mevcut olduğu kanaatine varılmıştır.
Şüpheliler hakkında atılı suçtan kovuşturma yapılmasının TCK 299/3 maddesi uyarınca Adalet Bakanının iznine tabi olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca kovuşturma izni talep edildiği ve Adalet Bakanlığının 29.04.2025 tarihli ‘Olur’u ile kovuşturma izni verilmiştir.”
FARKLI KARARLAR VERİLMİŞ
Şüphelilerle ilgili iddianame 9 Mayıs 2025 tarihinde hazırlandı. Davanın şüphelileri arasında bulunan dönemin Parti Meclisi Yedek Üyesi Avukat Atilla Kart, SÖZCÜ’ye şunları söyledi:
“Bildiri, asil üyeler tarafından kaleme alınmıştır. Ancak bu durum benim Parti Meclisi bildirisindeki düşünce, görüş ve uyarıları paylaşmadığım anlamına gelmez. CHP’li kimliğimle ve bir yurttaş olarak bildiri içeriğini paylaşıyor ve destekliyorum.
Bazı Parti Meclisi üyeleriyle ilgili daha önce farklı mahkemelerde duruşmalar yapıldı. Örneğin bildiride imzası bulunan Parti Meclisi Üyesi Fikri Sağlar hakkında 22. Asliye Ceza Mahkemesi, ‘Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasının maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı’ gerekçesiyle beraat kararı verdi.
Parti Meclisi Üyesi Necati Yılmaz hakkında aynı bildiriden dolayı 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, Adalet Bakanı tarafından kovuşturma izni verilmediğinden kamu davası düşürüldü.
BİR MAHKEMEDE BİRLEŞTİRİLDİ
Bildiride herhangi bir imzası olmayan Parti Meclisi’nin yedek üyelerinin yanı sıra, Parti Meclisi toplantılarına katılma yetkileri bulunmayan Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri de şüpheliler arasında yer alıyor. Oysa, bunların bildiriyle ilgisi yok. Bu durum savcılığın soruşturmayı tarafsız yapmadığı anlamına geliyor. Savcılık makamının, tavsiye, telkin, bürokratik kariyer kaygısı ve benzeri hukuk dinamikleri üzerinden zamanlama yaptığı ve iddianameyi düzenlediği görülmektedir.”
Farklı mahkemelerde bulunan dava dosyaları 13 Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2020/410 esas sayılı dosyada birleştirilmeye başlandı. 25 Haziran’da dönemin parti Meclisi Üyeleriyle ilgili duruşma yapılacak.
2016’da yayımlanan Parti Meclisi bildirisinin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen bazı şüpheliler hakkında hiç dava açılmaması, yasa gereği dava açılmaması gereken yedek üyeler ile Disiplin Kurulu üyeleriyle ilgili dava açılması kadar, davanın zamanlaması da ilginç bulundu.
PARTİ MECLİSİ ÜYELERİ
Dava konusu olan 2016 yılında yayımlanan Parti Meclisi bildirisinde imzası olan isimlerden bazıları şunlar:
Kemal Kılıçdaroğlu, Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner, Aykut Erdoğdu, Turan Hançerli, Ali Rıza Erbay, Canan Kaftancıoğlu, Candan Yüceer, Erdal Aksünger, Ferihan Karasu, Gamze İlgezdi, Gülizar Biçer Karaca, Hakkı Süha Okay, İdris Yıldız, Kadir Gökmen Öğüt, Orhan Sarıbal, Lale Karabıyık, Sera Kadıgil, Sezgin Tanrıkulu, Yaşar Seyman, Zeki Kılıçaslan, Bülent Tezcan, Akif Hamzaçebi, Faik Öztrak, Bülent Kuşoğlu, Ali Şeker.
Halen milletvekili olanların isimleri dosyadan çıkarıldı. Mahkemenin, Fikri Sağlar’la ilgili verilen ve Yargıtay’a gönderilen “beraat” dosyasının sonucunu ve bu dosyada verilecek kararı bekleyeceği belirtildi.