Orta Doğu’daki gerilim şiddetlenirken, piyasalar ABD’nin atacağı adımları yakından izliyor. ABD, İran’ın nükleer tesislerini vurdu ve ABD ile İran arasında kriz yükseldi.
ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada, "İran’daki Fordow, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere üç nükleer tesise yönelik çok başarılı saldırımızı tamamladık. Tüm uçaklar artık İran hava sahasının dışında. Birincil tesis olan Fordow’a tam bir bomba atıldı. Tüm uçaklar güvenli bir şekilde evlerine doğru yola çıktı. Harika Amerikan savaşçılarımızı tebrik ederiz. Dünyada bunu yapabilecek başka bir ordu yok. Şimdi barış zamanı!" açıklamasında bulundu.
Orta Doğu'da 13 Haziran’da başlayan gerilimler sonrası petrol fiyatları yüzde 11’in üzerinde artmıştı. Gerilimin etkisiyle fiyatların yeni haftada yükselişe geçmesi öngörülüyor. Peki altın ve gümüşte yön ne olacak? ekonomist Filiz Eryılmaz borsa satışların olabileceğini söylerden, altın petrolde sert yükselişlerin olabileceğini belirtti.
Filiz Eryılmaz'ın konuşmasında öne çıkan ifadeler şu şekilde:
ABD’nin İran’ın nükleer üslerini hedef alan saldırısı, küresel piyasaları alarma geçirdi. Şimdi kritik soru şu: İran, ABD’ye doğrudan bir yanıt verecek mi? Yani yalnızca İsrail’e değil, bizzat ABD üslerine saldıracak mı? Eğer böyle bir karşılık gelirse, gerilimin çok daha büyük bir savaşa dönüşmesi bekleniyor.
Ancak İran’ın henüz ABD’ye yönelik doğrudan bir saldırıda bulunmaması, piyasaların “ılımlı senaryo” beklentisini güçlendiriyor. İran’dan gelen ilk açıklamalarda da itidalli bir ton hâkim. İran Dışişleri Bakanı, “İsrail saldırılarını durdurursa biz de müzakereye hazırız” ifadelerini kullandı. Bu söylem, piyasa açısından kısmen olumlu bir sinyal olarak yorumlandı. Her ne kadar İsrail’in durmayacağı öngörülse de, İran’ın müzakere masasına dönme niyetinde olduğuna dair bir görüntü veriliyor.
Tahran yönetiminin yarın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştireceği görüşmenin ardından gelecek açıklamalar da kritik önemde olacak. Analistlere göre, İran’ın ABD hedeflerine doğrudan saldırı gerçekleştirmemesi durumunda piyasalar bu süreci çok daha sınırlı bir tedirginlikle fiyatlayabilir.
ALTIN VE PETROLDE NE BEKLENİYOR?
İran’ın ABD’ye saldırmaması hâlinde, petrol fiyatlarında dramatik bir sıçrama beklenmiyor. Ancak yine de güçlü bir pozisyonun korunacağı, fiyatların yüksek seviyelerde kalmaya devam edeceği öngörülüyor. Buna karşılık, İran’ın doğrudan ABD üslerini hedef alması ve ABD’nin de buna sert yanıt vermesi hâlinde petrol fiyatlarında 150 dolar seviyelerinin konuşulabileceği belirtiliyor. Hürmüz Boğazı'nın kapanması gibi bir ihtimalin devreye girmesi, yalnızca enerji fiyatlarını değil, tüm küresel ekonomik dengeleri etkileyebilir.
Altın fiyatlarında da aynı belirsizlik geçerli. İran’ın misillemede bulunması durumunda 3 bin 400 dolar seviyelerinin üzerine doğru bir hareket bekleniyor. Ancak tansiyonun kontrollü seyretmesi durumunda altının daha yatay bir seyir izlemesi öngörülüyor.
BORSADA AŞAĞI YÖNLÜ BEKLENTİ
BIST 100 endeksinin yarın baskılı bir açılışla güne başlaması bekleniyor. Her ne kadar ABD ve Asya vadeleri pozitif olsa da, Orta Doğu’daki jeopolitik gerilim nedeniyle Türkiye piyasalarının daha temkinli hareket etmesi olası. 9 bin 050 seviyesi teknik olarak önemli bir destek olarak öne çıkarken, bu bölgenin altına sarkılması hâlinde endeksin 9 bin ve 8.950 seviyelerine kadar gerileyebileceği ifade ediliyor.
Varlık Fonu’nun daha önce alım yaptığı bölge olan 8 bin 950-9 bin aralığı yeniden devreye girerse, satış baskısının dengelenmesi mümkün olabilir. Öte yandan İran’ın ABD’ye saldırması ve ABD’nin buna karşılık vermesi hâlinde, borsadaki baskının daha da artması kaçınılmaz görünüyor. Bu durumda özellikle ulaştırma, enerji ve bankacılık sektörlerinde daha belirgin satışlar görülebilir.
GÖZLER TAHRANDA
Piyasalarda hâlihazırda Temmuz ayında ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) faiz indirimi beklentisi fiyatlanıyordu. Ancak jeopolitik risklerin artması, bu beklentilerin ötelenmesine yol açabilir. Özellikle Hürmüz Boğazı’nın kapanması gibi sert senaryolarda petrol fiyatlarının hızla tırmanması, hem kur baskısını artırabilir hem de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervlerini daha hızlı eritmesine neden olabilir.
İran’ın ABD’ye vereceği yanıt, yalnızca bölgesel çatışmanın yönünü değil, küresel ekonomi ve piyasalar üzerindeki baskıyı da belirleyecek. İran’ın henüz “saldırgan” bir tavır almamış olması, piyasaların sınırlı bir iyimserliği korumasını sağlıyor. Ancak gidişat tamamen Tahran’ın bir sonraki hamlesine bağlı olacak.