"BAĞLANTISALLIK, YENİ ÇAĞIN ANAHTARIDIR"
Yalnızca üretmenin yetmediğini, dünyayla kesintisiz ve güvenli bir biçimde bağlantıda kalmak gerektiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Ekonomiler, toplumsal yapılar, kamu hizmetleri, güvenlik ve kalkınma modelleri artık bağlantı kapasitesiyle doğrudan ilişkili. Bu nedenle bağlantısallık, yeni çağın anahtarıdır ve bugün ticaretin, eğitimin, sağlığın, kamu yönetiminin ve hatta sosyal yaşamın temel taşı hâline gelmiştir. Hem bireylerin hem de bütün devletlerin dijital dünyaya entegre olduğu bir dönemde bu altyapının güçlü, güvenilir ve yaygın olması hayati önemdedir.
Bu noktada ayrıca bağlantısallığın yalnızca bir teknolojik gereklilik olmadığını, aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm aracı olduğunu da vurgulamak isterim."
5G teknolojisi ve yüksek hızlı uydu sistemleri sayesinde, kırsal bölgelerdeki bir öğrencinin artık dünyanın en iyi eğitim kaynaklarına erişebildiğini; bir girişimcinin küresel pazarlara anında ulaşabildiğini belirten Bakan Uraloğlu, "Sağlık sektöründe, teletıp uygulamalarıyla hastalar, coğrafi engeller olmaksızın uzman doktorlarla iletişim kurabiliyor." dedi.
"TÜRKİYE OLARAK FİBER OPTİK AĞLARDAN UYDU TEKNOLOJİLERİNE KADAR KAPSAMLI BİR ALTYAPI GELİŞTİRİYORUZ"
Siber güvenlik tehditlerinin arttığı bu çağda, güvenli veri aktarımının ve kesintisiz iletişimin, ulusal güvenlik açısından da vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini sözlerine ekleyen Bakan Uraloğlu, "Türkiye olarak, bu yeni çağın fırsatlarını değerlendirmek ve risklerine karşı hazırlıklı olmak için fiber optik ağlardan uydu teknolojilerine kadar kapsamlı bir altyapı geliştiriyoruz. Bu, sadece teknolojik bir yatırım değil, aynı zamanda sosyal adalet, ekonomik büyüme ve küresel rekabet gücümüzün de temel taşıdır." açıklamasında bulundu.
"BİLGİ OTOBANLARI KURUYORUZ"
Uraloğlu, bir ülkenin haberleşme sistemlerinin ne kadar kapsayıcı, hızlı ve dirençliyse; dijitalleşme kapasitesinin de o ölçüde yüksek olduğunu dile getirerek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bu anlayışla biz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak yalnızca karayolları, havayolları, demiryolları ve limanlar inşa etmiyoruz; aynı zamanda bilgi otobanları kuruyoruz. Uydu teknolojileri bizim için bir bağımsızlık ve sürdürülebilirlik meselesidir. Haberleşme uyduları, bugün sadece yayıncılıkta değil; afet anlarında iletişimin kesintisiz devamından kamu hizmetlerinin hiçbir aksaklık olmadan sürdürülmesine, savunma altyapılarından tarımsal üretime kadar hayatın her alanında kritik rol oynamaktadır."
MİLLİ BEKANIN KİLİT UNSURU TÜRKSAT
15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminde Türksat'ın Gölbaşı Yerleşkesi'ne yapılan saldırının, söz konusu kurumun stratejik önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Bakan Uraloğlu, "O gece, Türksat çalışanlarımız Ahmet Özsoy ve Ali Karslı'nın kahramanca duruşu sayesinde yayınlar aksamamış, Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimizi meydanlara çağıran mesajı ekranlara ulaşmış ve millet iradesi korunmuştur. Bu olay, Türksat'ın yalnızca bir teknoloji şirketi değil, aynı zamanda milli bekamızın kilit bir unsuru olduğunu göstermiştir." dedi.
Bakan Uraloğlu ayrıca, İsrail-İran arasında yaşanan sıcak çatışmaların ortasında İran'a Starlink Uydularının gönderilmesinin de küresel uydu haberleşme sistemlerinin stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
"MİLLİ TEKNOLOJİYLE UYDU ÜRETMEK BİR ÜLKENİN GELECEĞE YÖNELİK VİZYONUNU TÜM DÜNYAYA İLAN ETMESİDİR"
Bir ülkenin yüksek teknolojiye sahip olmasının ve milli teknolojiyle uydu üretmesinin, yalnızca teknolojik bir başarı değil, aynı zamanda küresel arenada bir meydan okuma olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu, "Bu, bir milletin bilgi birikimi, mühendislik kapasitesi ve yenilikçi ruhunun somut bir göstergesidir. Milli teknolojiyle uydu üretmek, sadece gökyüzüne bir cihaz göndermek anlamına gelmez; bu, bir ülkenin kendi kaderini tayin etme iradesini, bağımsızlığını ve geleceğe yönelik vizyonunu tüm dünyaya ilan etmesidir." dedi.
TÜRKSAT 6A ile birlikte önemli bir eşiği geçtiklerinin altını çizen Uraloğlu, yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranıyla ve 84 yerli ekipmanla üretilen TÜRKSAT 6A'yı hizmete alarak, Türkiye'yi haberleşme uydusu tasarlayıp üretebilen dünyadaki 11 ülke arasına taşıdıklarını kaydetti. Bunun, Türkiye'nin mühendislikte geldiği noktayı göstermesinin yanı sıra, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığına atılmış tarihî bir adım olduğunu da dile getiren Uraloğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"TÜRKSAT 6A'yı 21 Nisan 2025'te Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle hizmete almıştık. Hizmet vermeye başlamasının hemen ardından da Türksat, 6A'nın kapasitesi üzerinden ilk uluslararası anlaşmayı imzaladı.
Dubai merkezli bir firmayla yapılan anlaşmayla Türksat, ilk kez Hindistan'ın doğusunda hizmet verecek. Daha birçok haberleşme ve yayıncılık kuruluşlarıyla görüşmelerimiz de devam ediyor. Bugün Türksat 31, 42 ve 50 derece yörüngelerdeki 6 aktif uydumuzla, dünya uydu operatörleri arasında yer alıyor. Şimdi hem TÜRKSAT 6A'nın yeni anlaşmalarıyla ve inşallah ileride TÜRKSAT 7A ile bu sıralamada daha da yükseleceğiz."