İsrail’in İran’a yönelik başlattığı saldırının ardından Ortadoğu’da tansiyon tehlikeli biçimde yükseldi. Her iki taraftan da yeni hava saldırılarının peş peşe gelmesiyle kriz derinleşirken, uzmanlar bu gelişmenin bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendireceğini ifade ediyor. A Haber canlı yayınına katılan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Şafak Oğuz, Ortadoğu’da normalde değişimlerin yavaş ilerlediğini, ancak İsrail’in İran’a yönelik bu saldırısının beklenmedik derecede hızlı ve doğrudan olduğunu vurguladı. Oğuz, saldırıda asıl amacın İran'ı köşeye sıkıştırarak zorla masaya oturtmak olduğunu belirterek İsrail'in yaptım oldu tutumunun bölgede tansiyonu daha da yükselteceğine dikkat çekti.
Ortadoğu'da gerilim tırmanırken, İsrail'in İran'a yönelik ani ve doğrudan saldırıları uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Şafak Oğuz, İsrail'in beklenenden hızlı hareket ettiğini ve İran'ın beklenen caydırıcılığa sahip olmadığını ifade etti.
"SALDIRI BEKLENENDEN HIZLI GELDİ"
Prof. Dr. Oğuz, daha önceki bölgesel krizlerin uzun yıllara yayıldığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Ortadoğu'da değişimler genelde yavaş ilerliyordu. Irak ve Suriye'nin parçalanması yıllar aldı. Suriye'deki parçalanma sonrası sıranın İran'a geleceği öngörülüyordu. Ancak bu kadar hızlı bir şekilde İsrail'in İran'a müdahalede bulunmasını beklemiyordum. En az 5-6 yıl daha, Suriye'deki parçalanmış yapının istikrara kavuşması beklenebilirdi. Fakat İsrail'den çok hızlı ve bir hamle geldi."
"İRAN KAĞITTAN KAPLAN GİBİ GÖRÜNDÜ"
İran'ın beklenenden daha zayıf bir duruş sergilediğini belirten Oğuz, şu ifadeleri kullandı:
"İran'ı güçlü bir devlet olarak biliyorduk. Ancak önceki karşılıklı atışmalarla kıyasladığımızda, bu kez İran adeta kağıttan kaplan gibi bir görüntü sergiledi. Aynı tabloyu Rusya-Ukrayna Savaşı'nda da gördük. Rusya da beklenenden zayıf çıktı. Eğer silah üstünlüğü olmasaydı durum çok farklı gelişebilirdi. Şimdi İsrail, İran'ın sınırlarını denedi ve İran'ın çok da büyük bir tehdit oluşturmadığı kanaatine vardı. Bu yüzden daha pervasız davranıyor."
FOTOĞRAF: AHABER.COM.TR - EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
"İSRAİL BU KEZ AÇIK BİR SALDIRI GERÇEKLEŞTİRDİ"
İsrail'in bugüne kadar İran'daki üst düzey isimleri örtülü operasyonlarla hedef aldığını hatırlatan Oğuz, bu seferki saldırının doğrudan ve açık olmasıyla dikkat çektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"İsrail daha önce İran'daki generalleri, bilim insanlarını dolaylı yollarla etkisiz hale getiriyordu. Ancak bu kez doğrudan, açık bir askeri saldırı düzenledi. Bu tür bir saldırı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin açık ihlalidir. Nitekim BM Genel Sekreteri de bu saldırıya sert tepki gösterdi. Ancak İran'dan beklenen güçlü tepki gelmedi."
"ULUSLARARASI HUKUK YİNE GÖZ ARDI EDİLDİ"
İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerine karşı gereken tepkinin verilmediğini ifade eden Prof. Dr. Oğuz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"İsrail, 7 Ekim'den bu yana soykırım suçu işliyor. Fakat buna rağmen birçok ülke İsrail'e destek veriyor. Bu destek, İsrail'i daha da pervasız hale getiriyor. Bu son saldırıyla İran'ın nükleer kabiliyetlerinin çok uzun süre ayağa kalkamayacak şekilde devre dışı bırakılması hedefleniyor."
FOTOĞRAF: AHABER.COM.TR - EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
ABD SAVAŞA DAHİL OLACAK MI?
ABD'nin İsrail'e verdiği destekle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Oğuz, bu desteğin asıl nedeninin İran'ı masaya oturtmak olduğunu öne sürdü:
"Trump'ın 'anlaşma yakın' yönündeki açıklamasını dikkate aldığımızda, bu saldırının ardından ABD'nin de sürece dahil olmasıyla İran, çok daha zayıf bir konumda bir nükleer anlaşmaya zorlanabilir. İsrail, İran'ın nükleer çalışmalarını yeni başlamadığını biliyor, ancak Suriye'deki durumun kısmen istikrara kavuşmasıyla bu hamle için uygun zemin oluştu."
"PİYASALARI ETKİLEMEYEN SAVAŞLAR GÜNDEMDE"
Oğuz, son dönemlerde savaşların bile küresel piyasalar dikkate alınarak planlandığını belirtti:
"Son dönemlerde çatışmalar genellikle Perşembe ya da Cuma günü başlayıp Pazartesi günü sona erecek şekilde tasarlanıyor. Böylece küresel piyasalar büyük darbe almadan kriz yönetiliyor. Bu çatışma da kısa sürede ABD'nin devreye girmesi, ateşkes sağlanması ve ardından İran'ın nükleer çalışmalarını durdurabileceği bir anlaşmayla sonuçlanabilir."