Kentte özel şirkette yönetici olan G.K., 22 yıllık eşi müteahhit A.K.'ye, boşanma davası açtı. G.K., Gölbaşı Aile Mahkemesi'nde boşanma davası sürerken, eşine ait yabancı plakalı lüks üstü açık mavi renkli 'Mustang' marka otomobilin kendisine tahsis edilmesi için mahkemeye başvurdu.
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen müzekkerede aracın davalı A.K. tarafından yurt dışından getirildiği ve 10 Haziran 2026'ya kadar kullanımında olduğu belirtildi.
Mahkeme, söz konusu aracın Türkiye'de kullanım süresi boyunca davacı G.K.'ye tahsis edilmesine, aracın adliyenin önüne çekilip, anahtar ve belgelerinin mahkeme kalemine teslim edilmesine karar verildi. A.K., karara avukatı aracılığıyla itiraz etti.
'ARACIN TAHSİS EDİLMESİ ŞOKE ETTİ'
A.K., konuya ilişkin, "2-3 senedir Amerika'daydık. 2 senelik geçici ithalatta getirdiğim 'Mustang' aracımı mahkeme ilginç bir şekilde eşime tahsis etti. Daha önce görülmemiş bir karardır sanırım bu. Biz buna avukatımızla itiraz ettik. Bilmiyorum, sonuç ne olur. Ama şu anda tek aracım vardı ve bu aracın eşime tahsis edilmesi gerçekten bizi şoke etti. Eşimin Amerika'da bulunurken kendi aldığı araç da orada, onu getirmedi. Ben büyük masraflar yaparak bu aracı Amerika'dan ithal ettim geçici süreyle. Mahkeme öncelikle evi tahsis etti, sonra aracı tahsis etti. Kızımla birlikte yaşadığı için ev gayet normal, bunda hiçbir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Ama aracın tahsis edilmesi gerçekten şoke etti bizi. Ben de anlayamadım. Zaruri bir ihtiyaç da değildir. Türk Medeni Kanunu'nda, karı koca ilişkisinde böyle bir tahsis olduğunu hiç düşünmüyorum. Böyle bir zorunluluğun olduğunu da düşünmüyorum. Emsal bir karar olacaktır" dedi.
'HUKUKA UYGUN BULMUYORUZ'
A.K.'nin avukatı Senem Yılmazel de henüz yargılamanın devam ettiğini vurgulayarak, "Hayatımda ilk defa görüyorum. Bir muhtıra ile verilmiş bu karar. Biz buna hemen itirazlarımızı yapıyoruz. Türk Medeni Kanunu 169'uncu maddesine göre; mahkemeler boşanma aşamasında tarafların geçimi, malların yönetimi, çocuklarla ilgili konulara ve barınmaya ilişkin önlemleri alır. Fakat bu davada ev zaten tahsis edilmiş karşı tarafa. Ancak lüks marka, müvekkilimin tek aracının karşı tarafa tahsis edilmesini biz hukuka aykırı bulduk. O yüzden hızlıca bir itiraz dilekçesi hazırlayıp sunduk. Bunu hukuku uygun bulmuyoruz" diye konuştu.
Yılmazel, davacı karşı tarafın da iyi bir görevde çalıştığını söyleyerek, "Müvekkilimin gelirinde de sıkıntıları var. Kendisine ait tek araç bu. İşlerini de başka araçla yürütemeyecek. Diğer taraftan karşı tarafın da kendine ait lüks bir aracı var. Fakat karşı taraf aracını yurt dışında bırakmış. Ama müvekkilim kendi aracını alıp gelmiş. Dolayısıyla hakkaniyete aykırı bir durum olduğunu düşünüyoruz. Biz itirazlarımızı yaptık. Türk adaletine güveniyoruz, sonucunu bekliyoruz. Müvekkilin bu aracı 1 yıl içerisinde Amerika'ya teslim etmekle yükümlü. Dolayısıyla aslında bu kararın uygulanabilirliği de yok. Gümrük mevzuatı gelince müvekkilim zaten bu aracı kimsenin kullanımına tahsis edemez. Belirli süre olduktan sonra aracı yurt dışına teslim etmekle yükümlü" dedi.