Marmaray’daki kavganın perde arkası! Sosyal medyanın algıları değil gerçeğin ta kendisi A Haber’de

1 hafta önce 30

ahaber.com.tr Haber Merkezi

Giriş: 03.06.2025 16:33 Güncelleme: 03.06.2025 16:42

ABONE OL

Marmaray’daki kavganın perde arkası! Sosyal medyanın algıları değil gerçeğin ta kendisi A Haber’de

Teknoloji gelişiyor, dünya değişiyor, medya değişiyor. İletişimin hızla dijitalleştiği bir çağda yaşıyoruz. Ancak internetin ve sosyal medyanın hızla yaygınlaşması ile konvansiyonel medya hem ekonomik hem de politik nedenlerle kıskaca alınmaya çalışılıyor. Kendi kontrollerindeki dijital medyada' 'toplum mühendisliği'' yürütenler geleneksel medyayı stratejik tehdit olarak görüyor. Açıkçası geleneksel medya 'bitirilmek' isteniyor. Ancak doğru bilgiye her seferinde konvansiyonel medya üzerinden ulaşıyor. Bunun son örneği Marmaray'da yaşanan kavga oldu. Sosyal medyanın algıları ile gerçeğin kendisini A Haber canlı yayınına katılan uzman isimler değerlendirdi.

Marmaray'da yaşanan gelen tartışmada çocuklarının yanında dövülüp burnu kırılan Deniz E.'nin olay öncesinde tartıştığı Zehra A., ifadesinde kavganın başlama anını anlattı. Olayın perde arkasındaki gerçeği Türkiye A Haber'den öğrendi.

Sosyal medya ve kamuoyunda tepkilere neden olan Marmaray'daki kavgaya ilişkin yeni gelişme yaşandı. Yer tartışmasının başladığı anlarda Deniz E.'nin (50) genç kadın Zehra A.'ya (19) hakaret ettiği iddia edildi. Olaya ilişkin ortaya çıkan yeni görüntülerde, Zehra A.'nın Marmaray'dan ağlayarak indiği anlar yer aldı.

GENÇ KIZIN İFADESİ A HABER'DE

Deniz E.'nin Marmaray'a binerken tartıştığı Zehra A.'nın emniyette verdiği ifadesinde, "Trene binerken bana 'çekil buradan, niye burada duruyorsun, çocuklarımla geçemiyorum, çocuklarım sıkışsa bunun sorumluluğunu kim alacak' gibi şeyler söyledi ve trene bindi. Ben kendisine 'Ağabey özür dilerim, tren zaten sıkışık, çekilebildiğim kadar çekildim.' dedim. Hemen arkamda, çok yakın mesafeme geçerek kendi kendine konuşmaya devam etti. Başörtümü kastederek hakaret içerikli konuşmalar yapmaması gerektiğini söyledim. Onu teskin etmek için 'Ya sabır, ya selamet' dedim. Bu söz üzerine '20 yaşındaki kız ya sabır ya selamet çekiyor.' diyerek tepki gösterdi." dedi.

Olayın perde arkasındaki gerçeği Türkiye A Haber'den öğrendi. Sosyal medyanın algıları ile gerçeğin kendisini A Haber canlı yayınına katılan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık ile sosyolog İsmail Öz değerlendirdi.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

CAĞIN EN BÜYÜK ZEHRİ DEZENFORMASYON

Prof. Dr. Ali Murat Kırık: Biz aslında sosyal medyanın dezenformasyon, manipülasyon ve suç merkezi olduğunu bir çok yayında söyledik. Sosyal medya aynı zamanda algı yönetimi, etki ajanlığı merkezi halinde geldi. Son dönemlerde çağın en büyük zehirlerinden bir tanesi dezenformasyondur.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

SOSYAL MEDYA MAHKEMELERİ İLE YARGISIZ İNFAZ

Bu olayı 2 açıdan değerlendirmek lazım; sözlü şiddet ve fiziksel şiddet var. Şiddetin hiçbir türlüsünü asla tasvip etmiyoruz. Bunun özellikle altını çizmek lazım. Ama sosyal medya ilk gördüğünüz görüntüye bakıp aldanıp inanıp insanları yargısız infaz yaparsanız daha doğrusu sosyal medya mahkemesi üzerinden insanları yargılama sürecine girerseniz gelecek adına da ülkemiz adına da ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalırız.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

YAPAY ZEKA İLE DERİN SAHTECİLİK

Olayın eğrisini doğrusunu bilmeden sadece orada gösterilmiş birkaç saniyelik görüntü üzerinden bu değerlendirmeleri yaptığınız zaman bugün bu olayı yarın başka bir olayı konuşacağız ama durum hep aynı olacak. Dijital teknolojilerin gelişim göstermesiyle beraber artık ses ve görüntü manipülasyonu yapay zekayla birlikte çok hızlı ilerliyor. Derin sahtecilik ortaya çıktı. Her gördüğümüz görüntüye inanır ve daha sonra buna göre değerlendirme yaparsak bizim medya okur yazarlığımız ne hale gelir? Resmi kaynaklardan gelen sonuçları irdelemeden hemen değerlendirme asla doğru değildir.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

SOSYAL MEDYA CİDDİ BİR SİLAHA DÖNÜŞTÜ

Geçmişte de bu tarz olayların çok fazla yaşandığını gördük. Bizim bu konuda bir yasamız mevcut ama görüntüler adeta bir virüs gibi yayılıyor. Bir görüntü çıkıyor ve bir anda binlerce sayfa üzerinden aynı görüntü yayılıyor. Kimi kızı kimi babayı suçluyor. Toplum böylelikle kutuplara ayrışıyor. Şu konu bile bir ideolojik tartışma haline gelmeye başladı. Sosyal medyanın ne kadar ciddi bir silah haline dönüştüğünün ispatıdır.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

GELECEKTE MİLLİ GÜVENLİK SORUNU OLACAK

İnsanlar haklıyı ve haksızı ortaya koymaya çalışıyor. Halbuki yargı süreçleri ve adli süreçler devreye girecek. Ama insanlar bu görüntüler üzerinden değerlendirme yapıyor. Bu çok büyük bir hatadır. Bu olayın öncesini kimse bilmiyordu çünkü biz sadece o görüntü üzerinden konuştuk. Yani cımbızla alındı ve bizim önümüze konuldu. Sosyal medyayı doğru kullanmak gerekiyor aksi takdirde gelecekte milli güvenlik sorunu haline gelecek.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

"TEK GÖRÜNTÜYLE BÜTÜNÜ KAÇIRIRIZ"

Sosyolog İsmail Öz: Çok önemli bir mimar vardır. Diyor ki tek bir kareyle tek bir fotoğrafla olaylar değerlendirilemez. Yani bir perspektifi tarihsel perspektife oturtmadığınız zaman onun karanlık bıraktığı kör bıraktığı yerleri görme şansına sahip olamazsınız. O fotoğrafı tarih akşının içerisinde koyarsak onun öncesini ve sonrasını görme fırsatı elde ederiz. Tek bir fotoğrafla tek bir görüntüyle hareket ettiğimizde bütünü kaçırırız. Kör bıraktığı noktaları kaçırırız.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

"TOPLUMSAL İNFİALLERE SEBEP OLABİLİR"

Ondan sonra da hakikatten çok büyük bir iletişim krizlerine hatta toplumsal infiallere, toplumsal hareketlere, çok büyük çapta adeta önüne bir sel gibi neyi katarsa onu alıp getirdiği bir zeminde çok büyük bir toplumsal infiale de dönüşebilecek durumlara da sebebiyet verebiliriz.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

KÖTÜ NİYETLİ İNSANLAR

Şunu hiç unutmayalım ki kötü niyetli insanlar zaten mümkün mertebe bize hep bir tane fotoğrafı sunmaya çalışırlar. O fotoğrafa bizim inanmamızı beklerler. İnandırabilirse yani önü arkası kapatılmış, gerçekte ne oldu ne bittisi kapatılmış bir fotoğrafa bizi inandırabilirlerse o zaman bizi kaotik bir şeye de inandırmış olacakları için ve toplumlar da bu anlamda onların kutsal atfettikleri şeyler üzerinden de bu fotoğrafları bize sundukları zaman orada o toplumun duygularına çok net bir şekilde vuruş yaptıkları zaman onun karşılığını da Allah korusun çok büyük şeylerle alabilirler.

Bu olaya baktığınızda açıkçası öncesini ve sonrasını gördükten sonra biz anladık ki aslında hiç de bize sunulan fotoğraf öyle değilmiş. Öğreniyoruz ki o kızıma başörtüsü üzerinden yapılmış bir hamle de söz konusu. Ne olursa olsun hiçbir şey o yumruğu meşrulaştırmaz. Oradaki dayağı meşrulaştırmaz ayrı bir şey ama oraya insanları sürükleyen o duyguları tahrik eden bir durumu da hiç kimsenin sebebiyet vermemesi lazım.

"OYUNA GELMEYİN"

O yüzden akıllı, mantıklı, sükunetli insanların mutlaka bir olaya bakarken değerlendirirken bunu ortaya koymaları lazım. Mantıklı insanların oyunlara gelmemesi gerekiyor. Bu hassasiyeti ortaya koyması lazım. Her kareyi mutlaka önünü ve sonrasını görerek kör nokta bırakmadan aydınlatacak bir zeminde bir ilim, irfan tarafından bir Ariflik tarafından da konuya yaklaşmak gerektiği kanaatindeyim.

Günün Manşetleri GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
Habere git