ORTA DOĞU'DA İRAN-İSRAİL ALARMI! Ankara'da neler konuşuluyor? CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova aktardı

20 saat önce 30

KAYNAKCNN TÜRK

Dicle Canova'nın ifadeleri şöyle;

Gelişmeler çok yakından takip ediliyor Ankara'da. Sürpriz oldu mu derseniz? Benim edindiğim izlenim, Ankara için bu durum sürpriz olmadı. Aslında sistematik olarak süreç içerisinde bu noktaya geldi veya getirildi gibi bir bakış açısı var. Malum, nükleer müzakereler, Trump da açıklama yaptı. Masada taraflar pozisyonlarını korudu. Dolayısıyla bir çözüm ışığı da yoktu.

Son pazar günü bir toplantı daha yapılacaktı ama o da beklenmedi. İsrail, İran’a saldırdı ve Ankara’da bunu resmi ağızlardan kınadı elbette. Neden? Çünkü bölgede bir istikrarsızlık yaratma potansiyeli taşıyan bir saldırı bu. Zaten Dışişleri Bakanlığı da iki noktaya dikkat çekti. Bir, bu saldırı uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor denildi.

İki, İsrail’in bölgede yürüttüğü stratejik bir istikrarsızlaştırma politikasına dikkat çekildi ve bu saldırı da o anlamda buna hizmet eden bir provokasyon olarak nitelendirildi. Ve uluslararası toplum acilen harekete geçsin çağrısını da yaptı Başkent. Ankara, elbette diplomatik olarak da bu meselenin bölgeye sıçramaması, herhangi bir istikrarsızlığa yol açmaması için devrede olacak.

Cumhurbaşkanının bir düşünülen Kuveyt-Umman ziyareti vardı. O ne olacak, bakacağız ama onun ötesinde Dışişleri Bakanı da bölgedeki meslektaşlarıyla bir görüşme trafiği gerçekleştirecektir diye düşünüyoruz. Tabii, Ankara bölgedeki problemlerin, malum bölge ülkelerinin inisiyatifinde ve istikrarsızlığa yol açmayacak şekilde çözümlenmesinden yana bir politika izliyor. Bu meselede de bu politikasını sürdürecektir.

 Türkiye açısından olumsuz olasılıklar neler?

Bir, istikrarsızlık. Yani İran’ın vekil güçleri malum farklı ülkelerde bulunuyorlar. Bunlar hareketlenirse bölgeye sıçraması ve daha yeni yeni belki istikrar kazanmaya başlayan başta Suriye olmak üzere bazı ülkelerde yeniden riskli bir takım oluşumların gündeme gelme ihtimali.

Diğer yandan, Amerika tekrar "sıkıntı var" deyip atabileceği bazı adımları erteleyebilir, asker çekmek gibi. Nükleer serpinti... Bu çok ama çok büyük bir risk, hem bölge için hem Türkiye için. İran'da yaşayanların bir kısmı Türk, göç riski söz konusu olabilir. Öte yandan, Gazze'deki soykırım gölgede mi bırakılmak isteniyor? Bu mesele unutturulmak mı isteniyor? Bir taraftan da bunun endişesi var. Ama şunu açıkça söyleyeyim.

Türkiye-İran sınırı başta olmak üzere hem havadan, hem karadan bütün tedbirlerin alındığının altı çiziliyor Türkiye açısından. Şu an için bir sıkıntılı durum yok. Ama bölgesel gelişmeler ve bu gelişmelerin Türkiye etkileri açısından da mesele yakından takip ediliyor.

Bu bombardıman nasıl gerçekleşti?

Bir takım değerlendirmeler var elbette. İran yıllardır ambargo altında malum ve hala çok eski bir teknoloji kullanılıyor. Hatırlatayım, İran Cumhurbaşkanı'nın hayatını kaybettiği Dışişleri Bakanı ile birlikte helikopter kazasında enkazı bulamamışlardı ve Türkiye devreye girmişti. Akıncı İHA o enkazın yerini tespit etmişti.

Yani teknolojik olarak şu an İran o yıllardır süren ambargonun etkisiyle bir hayli geride diyebiliriz. İki, İsrail elindeki son teknoloji ve elektronik harp sistemleriyle şu anda belki sayısal olarak ordusuna baktığınız zaman İran'dan daha küçük çaplı bir ülke gibi görünse de, bu anlamda çok üst düzey bir takım argümanlara sahip. Öyle anlıyoruz.

Nitekim İran'ın da dün akşamki bombardımanda savunma sisteminin bu şekilde çökertildiği ihtimali üzerinde duruluyor. Yani elektronik harp, yeni çağın en kritik argümanı. İsrail'in elindeki teknoloji de İran'ın hava savunma sistemini körleştirecek mahiyette. Muhtemelen 200 uçağın tamamı bir bombardıman uçağı değildi. Bunların bir kısmı elektronik harp amaçlı kullanılmış olabilir.

Uçakların tamamı İsrail'den havalandı. Bunu söyleyebilirim. Ama gruplar halinde gitmiş olma ihtimalleri var. Nasıl? Mesela ilk iki grup aldatma amaçlı, sonraki dört grup saldırı amaçlı gerçekleşmiş olabilir. En büyük grup aşağı yukarı 30 uçaktan oluşuyor gibi bir izlenim var. Ve bu uçakların bir kısmı, dediğim gibi, elektronik olarak hava savunma sistemlerini körleştirecek fonksiyona sahipti.

Harekatın gerçekleşme şeklinden bu anlaşılıyor ve elbette komplike operasyon olarak görülüyor. İçeride Mossad çalışmış belli ki çünkü neden? Başta Genelkurmay Başkanı ve üst düzey askerler olmak üzere işte bu nükleer çalışmaları yürüten bilim insanları dahil çok önemli isimler nokta hedef alındı.

Mossad’a İran içerisinden bir destek verilmiş olabilir mi?

Çok mümkün, bunu da söyleyebilirim. Çünkü İran’da rejim karşıtı muhaliflerin varlığını unutmamak gerekiyor ve rejimin gitmesini isteyenlerin desteği de elbette söz konusu olmuş olabilir. Şunu da hatırlatayım. Hamas lideri İsmail Haniye'nin de Tahran'da bu şekilde nokta atışı öldürüldüğü ve arkasına yine biz içeriden destek mi var diye konuştuğumuzu ben çok iyi hatırlıyorum.

Süreç nereye evirilecek?

Ankara dediğim gibi takipte ama devam edeceği görüşü var. Yani dalga dalga bu saldırılar sürebilir beklentisi var. İran'ın vereceği reaksiyona bağlı olarak savaşın gidişatı da netleşecek deniyor. Ama belli ki burada Amerika ve İsrail'in temel hedefi, nükleer tesislere zarar vermekten ziyade, çünkü çok büyük bir risk taşıyor bölge için, rejimi hırpalamak öyle görünüyor.

Nükleer anlaşmayı imzalayacak bir rejim isteniyor belli ki. Bu tarz yorumlar da yapılabilir. Mevcut yönetim oturup imzalayacak veya yeni bir yönetim gelecek, o imzalayacak. Yani harekatın sonucuna göre İran'ın bir şekilde tekrar masaya oturmak durumunda kalabileceği de konuşuluyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin malum bir süredir hep konuşuyoruz. Daha çok dikkatini Pasifik’e vermek istediği, oraya gitmek istediği, bunun için acele ettiği, hep yorumluyoruz bunları. Irak ve Suriye bir şekilde yoluna girdi, giriyor. Ama İran şu anda en büyük sıkıntı ve risk, Amerika ve İsrail açısından elbette. Asker anlamda değil ama nükleer tehdit açısından Amerika bunu çözmeden gitmek istemiyor. Belli ki. O yüzden İran’ı anlaşmaya zorlayacaktır gibi bir bakış açısı var Ankara’da da.

Habere git