Rant kanalında talan tam gaz!

2 hafta önce 36

İSTANBUL Barosu Çevre Kent ve İmar Hukuku Komisyonu üyeleri Kanal İstanbul’un yaratacağı tahribatı duyurmak için doğa yürüyüşü düzenledi. Sazlıdere’deki yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, “Kanal İstanbul projesinin doğaya ve özellikle de İstanbul’un içme suyuna vereceği zararı için endişe duyuyoruz. Sazlıdere Barajı’nın mutlak koruma alanına dek ulaşan yapılaşma faaliyetlerine ilişkin endişelerimizi paylaşarak inşaatların durdurulması talebimizi yineliyoruz” denildi. Avukat Tansu Güngör’ün okuduğu açıklamanın satır başları şöyle:

DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL

“İstanbul’da doğal denge maalesef ki tehlike altındadır. Nedeni, Sazlıdere havzasında meydana gelen hukuksuz yapılaşmalar ve doğa tahribatıdır. Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un kritik içme suyu kaynak Sazlıdere Barajı’nın devre dışı bırakarak su kıtlığı riskine ve havza ekosistemini yok ederek geri dönüşü olmayan ekolojik tahribata yol açacaktır. Su kıtlığının yanı sıra inşaat faaliyetleri nedeniyle oluşacak kirliliği, su güvenliğini ve yurttaşların sağlık hakkını riske sokacaktır. Baraj çevresinin yerleşime açılması, yağmur sularının toprağa süzülmesini kısıtlayacak, bu da kuraklık sel ve heyelan riskini ortaya çıkaracaktır. Bölgedeki tarım arazilerinin betonlaşması gıda güvenliği açısından da ciddi sorunlara neden olacaktır.  İstanbul’un kent ve doğa varlığı, ekosistemi, yurttaşların çevre ve temiz su hakkı hiçbir rant projesine kurban edilemez.”

Bilimi dinleyin ve yerel yönetimleri dışlamayın

Açıklamada İstanbul Barosu Çevre Kent ve İmar Hukuku Komisyonu’nun talepleri ise şöyle sıralandı:

- Sazlıdere Barajı çevresindeki tüm yapılaşma faaliyetleri ivedilikle durdurulmalıdır.

- Projeye ilişkin meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, bilim insanlarının kapsamlı raporlarında yer verdiği teknik ve bilimsel uyarılar dikkate alınmalı, paydaşların etkin katılımı sağlanmalı ve kamuoyu şeffaflıkla bilgilendirilmelidir.

- Çevre ve İmar Hukuku ilkelerine, hukuk devleti ve kamu yararı ilkelerine riayet edilmeli, yerel yönetimlerin ilgili mevzuat kapsamındaki yetkilerinin yok sayılması anlayışından vazgeçilmelidir.

- Rant odaklı politikalar terk edilmeli, İstanbul’un ekolojik bütünlüğü, hassasiyetle muhafaza edilerek gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.

- İstanbul Barosu olarak geleceğimizi tehdit eden iklim krizi arayışı karşısında betonlaşma politikalarına karşı yurttaşların çevre hakkını savunmaya ve kararlılıkla hukuk mücadelesi vermeye devam edeceğiz. 

- Bu anlamlı günde tüm yurttaşlarımıza ve sivil toplum kuruluşlarını çevre mücadelesinde dayanışma çağrısında bulunuyoruz.”

Habere git