Sektörden daha fazlasını istiyorum

3 hafta önce 23

Barbaros Tapan

Barbaros Tapan

Dünyaca ünlü oyuncu Dakota Johnson’ın yapım şirketi TeaTime Pictures’ın yeni filmi “Splitsville”in prömiyeri Cannes Film Festivali’nde yapıldı. İlk kez Cannes’da olmanın heyecanını yaşadığını söyleyen Johnson hem bu filmi, hem de gündemindeki diğer projeleri anlattı.

Geçen yıl Toronto Film Festivali’nde gösterilen kısa filmi “Loser Baby” ile ilk kez yönetmen koltuğuna oturan Dakota Johnson, şimdilerde yapım şirketi TeaTime Pictures’ın yeni filmi “Splitsville”in heyecanını yaşıyor.
“Splitsville”in dünya prömiyeri, bu yıl 78’incisi düzenlenen Cannes Film Festivali’nde yapıldı. Johnson, festival kapsamında düzenlenen “Women in Motion” panelinde sinemaseverlerle bir araya geldi. Yoğun bir çalışma program olduğunu dile getiren Johnson, Celine Song’un yönettiği “Materialists” filminde bir çöpçatanı canlandırdığını, ayrıca Colleen Hoover’ın çok satan romanından uyarlanan “Verity” filminin çekimlerini tamamladığını da anlattı.
Michael Showalter’ın yönettiği filmde Johnson, Verity’nin (Anne Hathaway) romanlarını tamamlaması için tutulan bir hayalet yazarı canlandırıyor.
Sektörden daha fazlasını istiyorum
◊ TeaTime Pictures’ı resmi olarak kurmanızın üzerinden 6 yıl geçti. Geriye dönüp baktığınızda, şirketin gelişiminde sizi en çok gururlandıran şey ne oldu?
- Bu 6 yılda başardığımız her şeyden; yaptığımız filmlerden ve televizyon dizilerinden gurur duyuyorum. Şirketimiz tamamen kadınlardan oluşuyor. İlk erkek üyemizi yeni işe alıyoruz. Bizimle çalışan harika kadınlarımız var. Onların işlerinde büyümelerini ve yükselmelerini izlemek inanılmazdı, çünkü yaptıkları işte gerçekten çok iyiler. Bizimle çalışmayı, öğrenmeyi ve büyümeyi seven kadınlarla çalışmak bizim için tatmin edici bir şeydi.
TEKRARLARA DEĞİL, TAZE
HİKÂYELERE İHTİYACIMIZ VAR
◊ Yapımcılığını üstlendiğiniz “Splitsville” filminin prömiyeri Cannes’da gerçekleşti. Bu projeye dahil olma kararını nasıl verdiniz?
- Bir prodüksiyon şirketi kurup kendi filmlerimi çekmemin sebebi; sektörden daha fazlasını istemem. Bir sanatçı olarak da daha fazlasını istiyorum.
Daha fazla sohbet, daha fazla yaratıcılık ve daha fazla iş birliği için öyle bir susamıştım ki, kendimi birkaç kez oyuncu olarak parçası olduğum filmin galasında “Filmi böyle yapacağımızı düşünmüyordum” derken buldum.
Bu çok garip bir şey. Tabii ki filmlerin son hali bazen harika, bazen de değil. Ama ben sadece yaptığım işi sevmek istiyorum, çünkü film yapmayı seviyorum. Film yapmanın her yönünü seviyorum. Sette çalışan her insanı seviyorum.
Dikkat ettiğim bir diğer şey de, ekipteki herkesin ne yaptığımızı bilmesini ve işin bir parçası olduğunu hissetmesini sağlamak. Filmlerde çalışmak uzun ve yorucu. Bazen dondurucu soğukta, bazen kavurucu sıcakta uzun saatler çalışıyoruz. Her zaman rahat değil setler. Bir şeyin gerçekten parçası olduğunuzu hissettiğinizde, daha mutlu oluyorsunuz. Daha iyi çalışıyorsunuz.
“Splitsville” ile de 1.5 yıl önce tanışmıştım. Fikirlerini anlattılar. Gittiler, yazdılar ve sonra filmi çekmek için anlaştık. İşte bizim yapmayı sevdiğimiz şey bu; daha az bilinen film yapımcılarıyla çalışmak. Onlara yardım edebiliriz, destek olabiliriz ve onlardan da öğrenebiliriz.
Taze yaratıcılığa, taze hikâyelere ihtiyacımız var. Tekrarlara değil, yeniden çekimlere değil...
Sektörden daha fazlasını istiyorum
◊ TeaTime yalnızca bir prodüksiyon şirketi değil, aynı zamanda bir kitap kulübü. Bu çeşitliliği bilinçli bir strateji olarak mı benimsediniz?
- Sanatı, müziği, filmi, kitapları kendi deneyimleme ve özümseme biçimimi yansıtıyor. Gerçekten derinlere iniyorum. TeaTime’da derinlemesine bir dalış yapıyoruz ve her ay seçtiğimiz bir kitap oluyor. Genellikle yeni yazarlar, inanılmaz hikâyeler, inanılmaz yazarlar buluyoruz. Benim için bir kitap yazma fikri tamamen imkânsız ama bu yeteneği muhteşem buluyorum. Şu anda TeaTime’da bizim için çalışan bir yazarımız var ve artık tüm yayın evleriyle iletişim halindeyiz. Bu nedenle bize kitapların erken kopyaları gönderiliyor.
YÖNETMENLİĞİ GERÇEKTEN ÇOK SEVDİM VE ÇOK EĞLENDİM
◊ “Loser Baby”de ilk kez yönetmen koltuğuna oturdunuz. Sizin için nasıl bir deneyimdi?
- Gerçekten çok sevdim ve çok eğlendim. Benim için farklı bir erişim ve farklı bir süreçti. Hayatımın en güzel zamanını geçirdim. Elbette birçok yönetmenle çalıştım ve birçok harika yönetmenden çok şey öğrendim. Ayrıca gerçekten kötü şeyler de öğrendim.
Kendi deneyimimden yola çıkarak oyunculara ne yapmamam gerektiğini veya ne söylememem gerektiğini biliyorum. Öyle de yaptım.
Sektörden daha fazlasını istiyorum
◊ “Materialists”te yönetmen olarak Celine Song ile çalıştınız. Onunla çalışmaktan en çok ne öğrendiniz?
- İnanılmazdı. Celine’in oyun yazarı olarak geçmişinden dolayı çok farklı bir deneyimdi. Ne istediğini bilme şekli, daha önce yönetmenlerle yaşadığım deneyimlerden çok daha derin.
Filmin her bir karesinden ne istediğini biliyor ve yine de keşfetmeye açık ve bir şeyleri çözmeye açık.
Bu yüzden harika bir deneyimdi ve gerçekten yönlendirildiğimi hissettim.

YARATICI BİR ZİHİN OLMADIĞIMI DÜŞÜNÜYORLARDI
◊ Maggie Gyllenhaal ile çalışmanın size yönetmenlik yapabileceğinize dair özgüven verdiğini söylediğinizi duydum. Bu doğru mu?
- Evet... Dürüst olmak gerekirse, başlangıçta yaratıcı bir zihin olmadığımın düşünüldüğünü hissediyorum. Yazamıyorum, yönetmen değilim, oyuncuyum. Ve nedenini bilmiyorum, sanırım biz oyuncular her zaman ciddiye alınmıyoruz. Maggie ile çalışırken onun aklının o kadar parlak olması, yazımı, yönetmenliği, dili, konuşma ve etkileşime girme şekli, dünyayı görme biçimi, insanları görme şekli, hepsi çok ilham vericiydi. Etkilendim.

Habere git