Trump'ın İran'a karşı beş aşamalı General Sun-Tzu taktiği: Hile ve aldatmaca

4 saat önce 29

Kaynak:Hürriyet

ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan’daki üç kritik nükleer tesisine hava saldırısı düzenlendiğini duyurmuştu. Trump, İran’ın kilit nükleer zenginleştirme tesislerinin "tamamen imha edildiğini" vurgulayarak, "İran barışa mecbur. Aksi takdirde, bir sonraki saldırılar çok daha yıkıcı olacak," şeklinde sert bir uyarıda bulundu.

 Hile ve aldatmaca

SALDIRIDA NASIL BİR STRATEJİ İZLEDİ?

ABD Başkanı Donald Trump, İran'a düzenlenen saldırıda 5 aşamalı General Sun-Tzu planını uyguladı. Detaylarını Hürriyet yazarı Fatih Çekirge kaleme aldı. 

Çekirge köşesinde konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi: 

Sun Tzu, M.Ö. 5-6’ncı yüzyılda yaşamış bir Çinli generaldir.
Yazdığı ‘Savaş Sanatı’ kitabındaki ‘Zafer için hile ve aldatmaca’ taktiğini hatırlayınca; Netanyahu ve Trump’ın bütün dünyaya karşı uyguladığı ‘gizli plan ve hileyi’ daha iyi anlarız.

Nasıl mı? Anlatayım.

ABD bombardıman uçakları, İran’ın üç nükleer tesisini bombaladı. Ve resmen savaşa girdi. Trump ve Netanyahu sanki M.Ö. yaşayan ünlü Çinli General Sun-Tzu’nun kitabındaki taktikleri kullandılar.

Sun Tzu’nun iki önemli maddesi:

“Hile ve aldatmaca.”

Çinli general kendisinden sonra gelen savaşçılara şöyle der: “Savaş kazanmanın yolu hiledir. Aldatmacadır. Düşman ne zaman saldırıcağını bilmesin. Mümkünse hile yap. Güçlüysen zayıf, zayıfsan güçlü görün.”

Trump’ın verdiği ‘2 haftalık süre’ işte böyle bir aldatmacaydı. Yani dünya liderleri bu denli pervasızca aldatılacaklarını düşünmüşler midir acaba?

 Hile ve aldatmaca

Şimdi İsrail’in saldırlarıyla başlayan savaşa bu şekilde bakalım.

İLK AŞAMA (Gizlilik): Netanyahu, Mossad’ın sunduğu bilgilerle İran’ın nükleer silah yapacağı konusunda Trump’ı ikna etmişti. Trump ve Netanyahu anlaştılar. Ve bu anlaşmayı çok gizli tuttular. Gizliliği ve aldatmacayı seçtiler. ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine operasyonun haftalarca, aylarca planlandığını söyleyerek ABD ve İsrail ordusunun İran saldırısı için gizlice ve birlikte çalıştıklarını resmen açıklamış oldu. Dahası Trump ve Netanyahu’nun haftalar önce anlaştıkları da ortaya çıktı. Trump, İsrail’in saldırısından habersiz gibi davranarak ilk aldatmacayı böyle yaptı.

İKİNCİ AŞAMA (Moral çöküş): İsrail ilk dalga saldırılarla İran’ın hava savunma sistemini çökertti. İran yönetimini, bilimadamlarını ve komutanları yatak odalarında vurarak psikolojik olarak da yıkım yarattı. Burada Sun Tzu’nun “zafer için önce düşmanın moralini vur” sözünü hatırlayalım.

ÜÇÜNCÜ AŞAMA (Oyalama): Trump dünyayı oyalamaya başladı. Bu arada ABD’den havalanan tanker uçaklar ve Akdeniz’de bulunan destroyerler ve Tomahowk taşıyan denizaltılar yerlerini aldı. Trump yine dünyayı oyaladı. Çünkü “Ben müzakere için elimden geleni yaptım. İran’ı uyardım” demeyi planlıyordu. Bu öyle bir oyalamaydı ki dünya liderleriyle görüştü. Henüz karar vermediğini söyledi. Barış istediğini söyledi. G-7 Zirvesi’nde benzeri oyalamaları yaptı. Bu arada dünya liderleri, barış ve diplomasi için çalışıyorlardı. Ancak karar çoktan verilmişti. Deyim yerindeyse Trump ve Netanyahu benzeri görülmemiş bir kandırmacaya imza atmışlardı. Dünyayı kandırmışlardı. Aynı soruyu bir daha soruyorum:

-Trump’la görüşen dünya liderleri bu denli pervasızca aldatılacaklarını düşünmüşler midir acaba?

DÖRDÜNCÜ AŞAMA (Sahayı yumuşatma): Trump, ‘büyük vuruş’ta (Geceyarısı Balyozu) başarılı olmak zorundaydı. En ufak bir aksilik hem kendisinin hem de ABD’nin itibarını ve etkinliğini sıfıra indirebilirdi. Bu nedenle dikkatli olmalıydı. İsrail vurdukça Pentagon yukarıdan izliyordu. Belki de vurulacak hedefleri Pentagon veriyordu. Böylece 14 tonluk sığınak delici bombaları taşıyacak olan B-2 ağır bombardıman uçakları kolayca hedeflerine ulaşabilecekti. Bir başka deyişle İsrail jetleri, B-2’lerin yollarını İran hava savunma tehdidinden temizledi ve açtı.  Nitekim dün ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine, “İsrail ordusu bu operasyonun neresindeydi” sorusuna “İsrail ordusu operasyon öncesinde çok önemli faaliyetler yaptı” diyerek, İsrail jetlerinin İran hava savunmasını etkisiz hale getirerek B-2’lerin yolunu açtığını doğruladı.

Beşinci aşamaya gelirsek; olay çok farklı bir noktaya evriliyor. Çünkü Trump vuruş zamanı için dünyayı hiçe sayan bir aldatmacaya başvuruyor.

BEŞİNCİ AŞAMA (Saldırıda sürpriz yap. Şahin gibi avına in): Trump bombalamanın zamanını da Sun Tzu’nun Savaş Sanatı kitabındaki gibi bir aldatmacayla belirledi. Dahası yakıt tankerlerini, B-2’leri çok uzaktaymış gibi gösterdi.

Ne diyordu yüzlerce yıl öncesinin Çinli generali, “Düşman ne zaman saldıracağını bilmemeli. Aldatmaca esastır.”

Bir önemli cümlesi daha var: “Yakın olduğumuzda, düşmana uzakta olduğumuza inandırmalıyız.”

Trump sanki Sun Tzu’yu dinlercesine “Barış için 2 hafta süre veriyorum” dedi. Bu aldatmacayla dünya biraz rahatladı.

Diplomasiyi arayanlar, BM Genel Sekreteri dahil barış çabalarına giriştiler. Trump’ın gizli kararından habersiz olan AB liderleri, Cenevre’de İran Dışişleri Bakanı Arakçi ile barış görüşmeleri yapıyorlardı. Trump işte tam bu anda vurdu. Pervasızca aldatmanın zirvesidir bu.

Yazının başına dönersek; Trump ve Netanyahu’nun ‘gizli anlaşması’ şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?

Trump, “Netanyahu ile harika bir takımız” diyerek bu saldırının başından beri planlanmasında olduğunu resmen açıklamıştı.

Zaten daha önce de; “Netanyahu’nun dini lider Hamaney’i vurmasını engelledim” diyerek bunu açık etmişti. Ama savaşı diplomasiyle çözmek isteyenler bir türlü buna inanmak istemediler.

Biliyorlardı. Ama “Yine de diplomasiyi deneyelim” diyorlardı.

 Hile ve aldatmaca

İRAN CEPHESİ: Unutulmasın ki İran çok köklü bir devlet tarihine sahiptir. Şimdi, İran da onlara Sun-Tzu taktiğiyle cevap veriyor.

Diyor ki; “Sen vurdun ama ben de seni aldattım ve o tesislerdeki zenginleştirilmiş uranyumu çoktan taşıdım. Şimdi karar sırası bende.”

Tahran’ın ABD üslerine ve hedeflerine değil de İsrail’e saldırması örtülü de olsa ‘şerefini koruma hamlesi’ olarak düşünülebilir.

İRAN’DA İÇ KRİZ ÇIKAR MI

Şu anda Tahran’da da zor bir durum var. İçeride özellikle ‘şahin grupların’ tepkisi söz konusu olabilir. Çünkü İran’ın çok değerli komutanları öldürüldü. Genelkurmay Başkanı öldürüldü. Bilimadamları öldürüldü. Bu nedenle Tahran’da, yönetim içinde bir ‘çaresizlik’ algılanırsa; şimdilik pek ortaya çıkmayan ‘şahince tepkiler’ olabilir. Bu tepkiyi aza indirmek için Tahran, İsrail’e tekrar füze saldırısı başlatıyor. İsrail buna cevap verdikçe ve ABD bir kez daha vurursa Tahran’da iç sıkıntı zirveye çıkabilir. Bu nedenle Hamaney tam bir açmazda gözüküyor.

ABD’ye vursa zor. İsrail’e vurmaya devam etse ABD’den yeni bir dalga gelebilir mi endişesi.

Hemen müzakere masasına otursa dini liderlik karizması sarsılacak. Toplumun bir kesiminin ve özellikle kadınların tepkisi rejimi zorlayabilir. Bakalım İran Dışişleri Bakanı Arakçi’nin bu sabah görüşeceği Putin, Tahran yönetimini rahatlatabilecek mi?

Trump çıtayı çok yükseltti. Başta İngiltere olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri destek verdi. Bu nedenle Putin’den ani bir çözüm zor.

İran son dakikada Hürmüz Boğazı’nı kapatma kararı alarak gerilimi yükseltiyor. Bu böyle giderse; Enerji maliyetlerinden turizme kadar enflasyonu körükleyen zorlu ve zamlı günler görebiliriz.

Habere git