Kaynak:Hürriyet
ABD Başkanı Donald Trump, İran’da Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlendiğini açıkladı.
ABD Başkanı, İran'ın kilit nükleer zenginleştirme tesislerinin "tamamen yok edildiğini" söyleyerek, "İran barış yapmak zorunda. Bu yapılmazsa sonraki saldırılar çok daha ağır olacak." diye konuştu.
REJİM DEĞİŞİKLİĞİ SİNYALİ
Öte yandan saldırının arından yeni açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Donald Trump, İran yönetiminin İran'ın gelişmesine engel olduğunu belirterek, "İran'da bir rejim değişikliği" fikrini dillendirdi.
Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformundaki paylaşımında, İran'da bir rejim değişikliği fikrine sıcak baktığı mesajını verdi.
"Rejim Değişikliği terimini kullanmak politik olarak doğru değil, ancak mevcut İran Rejimi İran'ı tekrar büyük yapmıyorsa neden bir Rejim değişikliği olmasın?" ifadesini kullanan Trump, "İran'ı yeniden büyük yapalım (MIGA!!!)" diye yazdı.
SONUÇLARI NE OLACAK?
Trump'ın İran hamlesinin sonuçlarının ne olacağı merak konusu olurken, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Selvi'nin kaleme aldığı yazının tamamı şu şekilde:
ABD, İran’ı doğrudan ilk kez vurdu.
Asıl soru şu; bu bir final mi yoksa yeni bir başlangıç mı?
Trump, “Kilit tesisler yok edildi. Şimdi barış zamanı” dedi. Ama asıl tehlikeli cümle arkasından geldi: “Durmazlarsa yeniden vuracağız.”
1991 yılındaki Birinci Körfez Savaşı’nda ABD, Irak’ı vurmuştu. Hatta Bağdat’ın ortasına kadar gelmiş ama Saddam’ı devirmemişti. Saddam Hüsayin’i 2013 yılındaki İkinci Körfez Savaşı’nda devirdi. Ama iki savaş arasında Irak’ta Kürtleri ve Şiileri hazırlamış, Irak Ordusu içinden generalleri satın almıştı.
Irak’ta iç savaş koşullarını oluşturmuştu.
İkinci Körfez Savaşı’yla birlikte Irak’ı işgal etti. Saddam’ı devirdi, Irak’ı yıllarca sürecek iç savaşın içine soktu. Sonun da Saddam’ı astı. ABD Savunma Bakanı Hegseth, operasyonun İran’da bir rejim değişikliğini amaçlamadığını söyledi. Hiçbir savaş diğerinin benzeri olmaz ama birtakım işaretleri verir.
O nedenle İran’daki bu vuruş bir son mu yoksa yeni bir başlangıç mı diye sordum.
6 KRİTİK SORU
1- Kritik soru şu; ABD-İsrail-İran, bu savaş derinleşerek devam edecek mi, İran’da bir rejim değişikliğini gerçekleştirene kadar vurup sonra anlaşmaya mı zorlayacaklar?
2- İran Dışişleri Bakanı Arakçi, teslim olmayacaklarını açıkladı. Teslim olmaları demek, İran’ın bitmesi demektir. İsrail, İran’ı vurdu. İran, İsrail’in karizmasını çizdi. ABD, İran’ı vurdu. Askeri seçenekler kullanıldı. Şimdi sıra siyasi çözümde.
3- Şimdiye kadar ABD ile çatışmaya girmemeye çalışan İran, bu saldırıdan sonra ABD üslerini hedef alacak mı?
EKONOMİDE NE BEKLENİYOR
4- Bu savaşın ekonomiye etkisi ise pazartesi günü piyasalar açılınca belli olacak. Ekonomiye etkisi olacak ama çok büyük bir deprem beklenmiyor. Savaşın seyri ekonominin göstergelerini de belirleyecek.
5- İran, Hürmüz Boğazı’nı kapatacak mı? İran Parlamentosu, Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasını onayladı. Ama nihai yetki, Güvenlik Konseyi’nde. İran, Hürmüz Boğazı’nı kapattığı taktirde petrolün fiyatının 120-130 dolar seviyesine çıkması bekleniyor.
6- İran’a Rusya ve Çin’den destek gelir mi? Askeri bir destek gelmeyecek. Sadece siyasi destek veriyorlar.
AYLARCA HAZIRLIK YAPMIŞLAR
İran Dışişleri Bakanı Arakçi, “ABD birdenbire, aniden saldırıda bulundu” dedi. İran’a göre ABD saldırısı sürpriz olabilir ama ABD’nin tüm hazırlıkları müdahale edeceğini gösteriyordu.
Arakçi, ABD ile müzakereler yürütürken İsrail’in vurduğunu, bu kez de AB ile görüşmeler yaparken ABD’nin vurduğunu söyledi. “Diplomasiye ihanet eden Trump oldu” dedi. Bence plan tam da buydu. İran’ı müzakerelerle uyuturken, saldırmak. ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine, “Bu operasyona haftalarca, aylarca hazırlanıldı” dedi.
Hatta geçen yıl tatbikatını yapmışlar.
Bir süredir ABD’nin İran’a müdahale edeceğine dair yazılar yazıyorum. 17 Haziran’da “ABD, İran’a müdahale edecek mi” diye sormuştum. 18 Haziran’da ise “ABD, İran’ı vuracak mı” diye sordum.
İsrail ve ABD’nin, İran’ı müzakerelerle uyut, bombalarla vur stratejisini anlatan yazı ise “Trump’ın gizli planı mı var” başlığını taşıyordu.
20 Haziran Cuma günü çıkan yazımda da çerçeveyi biraz daha netleştirmiş “Trump, İran’ı hangi gün vuracak” başlığını atmıştım.
SÜRPRİZ OLDU MU
Bu yazıda “Artık ABD savaşa girecek mi, girmeyecek mi diye tartışılmıyor. Trump, İran’ı vuracak mı, vurmayacak mı diye konuşulmuyor. Trump, İran’ı hangi gün vuracak diye tartışılıyor. ABD basınına göre Trump, İran’ı pazar günü vuracak. Bazı analistlere göre ise İran’ı cuma günü, piyasalar kapadıktan sonra vuracak. Trump’ın İran’ı vurma ihtimali her geçen gün güçleniyor” demiştim.
BORSADAKİ POZİSYONLARINI KAPATTILAR
Cuma günü CNN Türk’te Fulya Öztürk’ün programındaydım. Uluslararası piyasaları iyi bilen bir kaynağım, Amerika’daki fon yöneticilerinin beklentisinin Amerika’nın hafta sonu İran’ı vuracağı yönünde olduğunu bildirdi. “Amerika’da büyük fonların sahipleri savaş ihtimalini dikkate alarak borsadaki pozisyonlarını kapattılar” dedi.
Bunu programda açıkladım. Kaynağım bir ayrıntı daha vermişti. Büyük fonların sahiplerinin Musevi işadamları olduğunu söylemişti. Ama farklı tartışmalara meydan vermemek için sadece ‘büyük fonlar borsadaki pozisyonlarını kapattılar’ demekle yetindim.
Yabancı devlet adamlarını dahi 3 dakika dinlemekte zorlanan Trump’ın ulusal güvenlikle ilgili olarak 3 gün üst üste brifing alması, sığınak delici MOP füzelerini kullanan B2 ve B52 savaş uçaklarındaki hareketlilik, ABD’nin hafta sonu İran’ı vuracağının belirtileriydi.
TRUMP FARKI
Trump, önce güç sonra anlaşma diyen bir lider. Hatırlarsanız İsrail saldırısı başladığında “İran’a 60 gün süre verdim. 61’inci günde ne olduğunu gördünüz” dedi. Trump ile Netanyahu, İran’a saldırı sürecini baştan itibaren anlaşmalı olarak yürüttüler. Trump’ın “İran’a 60 gün süre vereceğim. İran anlaşmazsa vururuz” dediği anlaşılıyor.
Ama temel bir gösterge vardı ki o da Trump’ın liderlik özelliği. ABD’nin İsrail Büyükelçisi Huckabee, Trump’ı mesih ilan etti. Tanrının sesini duyacağını söyledi. Hiroşima’ya atom bombası atarak 2. Dünya Savaşı’nı bitiren Truman’a benzetti. Trump’ın duymak istediği şeyleri söyledi. Trump son sözü söyleyen bir lider olmak istiyor. ABD Savunma Bakanı Hegseth, “Birçok başkan İran’ın nükleer programına son darbeyi vurmayı hayal etmişti, ancak hiçbiri başaramadı. Ta ki başkan Trump’a kadar” dedi.
Trump tam da böyle bir başkan olmak istiyordu. Onu başardı.