Verilen sözler dönülen sözler

17 saat önce 27

Trump vaatlerini gerçekleştirdikçe bu sloganı kullanıp durdular.

Verilen sözler dönülen sözler

İsrail geçtiğimiz gün İran’a saldırdığında birden aklıma geldi.

Sahi... Trump sana, bana, bize ne söz vermişti?

-BİR: Kamala Harris kazanırsa ölüm ve yıkım olacak. Sonsuz savaşlar çıkaracak. Ben barış adayıyım.

-İKİ: Ortadoğu’ya barış getireceğim.

-ÜÇ: Ülkemizi yöneten beceriksizler bizi Üçüncü Dünya Savaşı’na sürüklüyor. Ben önleyeceğim.

Peki yetkiyi aldı da ne gördük?

-BİR: Ukrayna-Rusya savaşı “24 saatte” bitmeyi bırak daha da alevlenmek üzere.

-İKİ: Gazze’de katliam daha da şiddetlendi. İsrail ile İran fiilen savaşa girdi.

-ÜÇ: Amerika da İsrail-İran savaşına bulaşsa belki de Üçüncü Dünya Savaşı bile çıkacak.

Trump...

İran ile diplomasi süreci başlatmıştı.

İran’ı vurmak için Netanyahu ile gizliden anlaşan Ulusal Güvenlik Danışmanını kovmuştu.

Netanyahu’ya hem özelden hem kamuoyu önünden “İran’a dokunma” demişti.

Netanyahu ne yaptı?

Diplomasi masasını bombaladı.

Trump’ın barış vaatlerini peçete gibi buruşturup attı.

Amerika’ya bir kez daha “Patron benim” dedi.

Peki Zelenski’ye gücü yeten, her fırsatta “Ateşle oynuyorsun“, „Üçüncü Dünya Savaşı çıkaracaksın” diye azarlayan Trump, Netanyahu’ya da bir iki laf etmiştir değil mi?

Yok. Saldırıya “Mükemmeldi” dedi.

E o zaman başkana sorarlar:

-Vuracaksan niye masaya oturdun?

-Oturduysan niye vurdun?

Bir de en önemlisi bütün dünyaya niye barış vaadi sattın?

Ben size söyleyeyim...

Trump, o çok eleştirdiği Biden gibi Netanyahu’ya ne tek kelime söylemeye cesaret edebilir ne de İsrail’e sözünü geçirebilir.

Söz dinlemeyen İsrail’e “o zaman ne halin varsa gör” demek mi?

Hayal bile etmeyin.

Trump yine “ben hepsinden farklıyım” destanı anlatıp diğerlerinden hiçbir farkı olmadığını gösterdi.

Çarşamba günü yazmıştım hani... “İnsan kınadığını yaşamadan ölmezmiş” diye.

İnşallah Trump’ın, Biden ve Kamala’yı Üçüncü Dünya Savaşı çıkarma konusunda kınadığını yaşamasını görmeyiz.

Verilen sözler dönülen sözler

KIRILMA ANI

Senatör Alex Padilla...

Los Angeles’ta İç Güvenlik Bakanı Noem’in basın toplantısına gitti.

Noem’in sözünü bölerek soru sormaya çalışan Padilla, önce Gizli Servis daha sonra da FBI ajanları tarafından yere serildi, elleri belinde bağlandı, ajanlar dizleriyle Senatör’ün sırtına bastı ve ters kelepçe takıldı.

5 yıldır Amerika’dayım...

Bir senatöre böyle muamele ne gördüm ne duydum. Hatta tarihte yok.

Birçok kişi bu olayı Amerikan tarihinde bir “kırılma anı” olarak görüyor.

Son zamanlarda bu tür gözaltılar sıklaştı.

-Demokrat Senatör Alex Padilla.

-Demokrat Kongre Üyesi LaMonica McIver.

-Demokrat Newark Belediye Başkanı Ras Baraka.

-Federal Yargıç Hannah Dugan.

Trump’ın California Valisi Newsom’ı “Ben olsam tutuklardım” demesi...

Trump’ın deniz piyadelerini Los Angeles’a göndermesi...

Trump’ın askeri üste gidip askerlere siyasi rakiplerini yuhalatması...

Amerika’da bir şeyler oluyor.

Sistem derinden sarsılıyor.

Amerikalıların “Asla olmaz, mümkün değil yaşanmaz” dediği şeyler bir bir yaşanıyor.

Bir kesim hunharca alkışlarken bir kesimin de sabrı tükeniyor.

Tehlikeli... diyerek bitirmiş olayım.

Verilen sözler dönülen sözler

BİR FOTOĞRAF BİN MANA

Başkan “O şehri özgürleştireceğiz” dedi.

Sonra “o şehre” Amerikan deniz piyadelerini yolladı.

Ve deniz piyadeleri “o şehirde” ilk tutuklamasını yaptı.

Şehir Bağdat değil, Kabil hiç değil.

Yer Amerika, şehir Los Angeles.

Kaderde bu günleri görmek de varmış.

BU DAVA SENSİZ OLMAZ KRAL

TRUMP geçenlerde içini döktü...

“Ben geceleri ülkemizi nasıl kurtaracağımı diye düşünmekten uyuyamıyorum” dedi.

Günde 10-12 şişe kola içtiği için uyuyamıyor olabilir ama mesele o değil.

Mesele Trump’ın “Tanrı tarafından görevlendirildim” dediğinden beri o kadar dertlenmesi ve gözüne vatan aşkından gram uyku girmemesi.

Günde sadece 4 saat uyku...

Dört bir yanı hain dolu...

Yoruldun, biliyoruz.

Ama bu dava sensiz olmaz Kral...

Verilen sözler dönülen sözler

BİRAZ DA HAVADAN

Size biraz da havadan sudan bahsedeyim.

Washington’ın lakabı ’The Swamp’tır. Yani bataklık.

Yazın çok fena bir havası oluyor buranın.

Gündüz 35 dereceleri görüyor.

Nem desen yüzde 60-70’lerde.

Akşamları da sık sık gök gürültülü sağanak yağmur.

Hatta bu satırları yazarken bir de sel uyarısı geldi.

Öyle bunaltıcı bir sıcak, öyle kasvetli bir şehir.

Havaya göre ruh hali değişenler için olabilecek en kötü hava.

Bir de Trump’a bir öyle bir böyle dersiniz.

Asıl başkente bakın.

Habere git