Yeşilçam'ın bir dönemine damgasını vurmuştu... 'Menekşe gözler' sonsuz uykuya daldı... Bahçeler çiçeksiz kaldı

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2025 11:52

Sinema dünyasında 'menekşe gözlü yıldız' denildiğinde akıllara ilk olarak Amerikalı efsane oyuncu Elizabeth Taylor gelir... Ama aslına bakılırsa Yeşilçam'da da menekşe gözlü bir yıldız vardı..

Her ne kadar tarihe "kara boncuk" diye geçtiyse de menekşe gözleri onun fiziksel görünümünün en önemli ayrıntısıydı.

Yeşilçam'ın Yeşilçam olduğu dönemlere damgasını vuran bu yıldızdan bugün acı haber geldi. O güzel gözleri sonsuz uykuya daldı... Geride filmleri kaldı.

BİR DÖNEMİN YILDIZ OYUNCUSUYDU
Devlet Devrim bu sözünü ettiğimiz oyuncu... Türk sinemasının özellikle 1960'lı yıllarına damgasını vuran Devlet Devrim, 81 yaşında bu dünyadaki serüvenini tamamladı...

Biz de bir dönemin bu ünlü yıldızını bir hatırlayalım istedik... Hayat öyküsü nerede başladı, sinemaya nasıl adım attı, hangi filmlerde oynadı ve nasıl bir hayat yaşadı, bütün bunlara bir bakalım.

Kendi söylediğine göre asıl aile soyadı Muhsin olan Devlet Devrim, dünyaya gözlerini Mısır'ın İskenderiye kentinde açtı. Dedesi, bu ülkeye tercüman olarak atanmıştı... Annesi de Mısır'da dünyaya geldi... Okudu ve Devlet Devrim'in babasıyla evlendi.

Annesi Türk babası Mısırlıydı özetle... Kendi deyimiyle "melezdi" Devlet Devrim.

ANNE VE BABASI BOŞANINCA İSTANBUL'A TAŞINDILAR
Devlet Devrim henüz küçücükken anne ve babası boşandı. Annesinin ailesi de bavullarını toplayıp İstanbul'a taşındı.

Daha o zamanlarda menekşe rengi gözleriyle dikkat çeken bu küçük kızın çocukluğunun bir kısmı Beylerbeyi'nde geçti. Sonra ailece Moda'ya taşındılar.

Devlet Devrim de Yeşilçam'ın bir dönemine damgasını vuran birçok yıldız gibi katıldığı bir yarışma sonrasında sinemaya adım attı. Ses Dergisi'nin düzenlediği yarışma ise bunların arasında en çok öne çıkanıydı... Amaç da sinemaya yeni yüzler kazandırmaktı.

İşte Devlet Devrim'in sinema serüveni de böyle başladı.

Güzel gözlü Devlet'i o yarışmaya da bir dizi olay götürdü.

BİR GÜN BEYOĞLU'NA GİTTİ VE ÖNÜNDE SİNEMA DÜNYASININ KAPILARI AÇILDI
Hayata veda etmeden birkaç yıl önce verdiği bir röportajda anlattığına göre aile İstanbul'un Anadolu yakasında oturuyordu. Ama annesi Beyoğlu'nda bir bankada çalışıyordu.

Günün birinde bir arkadaşının önerisiyle Devlet de Beyoğlu tarafına geçti... Arkadaşının Yeşilçam'da çevresi vardı. Onun aracılığıyla Ses Dergisi'nin yarışmasına katıldı.

Tabii ki bu o kadar da kolay olmadı.

Başta ailesi yarışmaya katılmasına karşı çıksa da sonunda kabul edildi. 1962 yılında katıldığı o yarışma Devlet Devrim'in hayatında bir dönüm noktası oldu. Yarışmayı kazandı.

Yine de oyunculuk hayalinin gerçekleşmesi için bir yıl daha beklemesi gerekti.

YARIŞMADAN BİR YIL SONRA İLK FİLMİNDE OYNADI
Çünkü yapımcı ve yönetmenler onu çok zayıf buluyordu. Böyle hayal kırıklığıyla geçen bir yılın ardından Devlet Devrim, yönetmen Ümit Utku'nun dikkatini çekti.

Bu sayede de Çiçeksiz Bahçe adlı film ile sinema serüveni başladı. Bu ilk sinema filminde Orhan Günşiray ve Nebahat Çehre ile birlikte kamera karşısına geçti Devlet Devrim.

Sonra da Yeşilçam'ın bir döneminin aranan yıldızlarından birine dönüştü. Mor Defter, Bağdat Yolu, Sözde Kızlar, Haremde Dört Kadın gibi filmlerde rol aldı.

O süreçte usta yönetmen Halit Refiğ ona "Kara Boncuk" lakabını taktı. Sonrasında da menekşe gözlerine rağmen koyu renkli saçlarına gönderme yapan bu lakapla anıldı Devlet Devrim.

Tam 10 yıl boyunca oyunculuğu sürdürdü.. 1971 yılına kadar hep kamera karşısındaydı.

Sonrasında yine dönemin moda akımlarından birine dahil oldu ve sahneye çıktı. İki yıl boyunca gazino sahnelerinde yıldız oldu.

EVLENDİ VE OYUNCULUĞA VEDA ETTİ
Akma sonra Agah Selçuk ile evlendi ve sinemaya veda etti. Kendini evine ve ailesine adadı. Tam 45 yıllık bir evlilik yaşadı. Bu süreçte bir erkek evlat annesi oldu.

Devlet Devrim, eşini kaybettikten sonra 1999 tarihli Kurtlar Sofrası adlı dizide kamera karşısına geçti. Ama yine de aktif oyunculuğa dönmedi. Film San Vakfı'nın yönetim kurulu başkan yardımcılığını üstlendi.

Devlet Devrim, belki Yeşilçam'da çok da uzun bir süre kalmadı. Ama yine de o kısacık zamanda birçok filmde oynadı ve Türk sinema tarihinde silinmez izler bıraktı.