Zeytin

5 saat önce 41

Bugün size, ikisi de yurtdışından, ama ikisi de Türkiye’ye dair, iki fotoğraf göstereceğim.

Birincisi Almanya’dan, hani “Almanya bizi kıskanıyor” deniyor ya, işte o Almanya’dan, bir marketin broşürü, Türkiye’de beş yıldızlı otelde, sekiz gün, her şey dahil, 199 euro.

Turizm malum, bütün dünyada turizm, bizde durizm... Turist adı üstünde, turlayan insan, bize gelenler durist, uçakla gelip her şey dahil otele yerleşirler, hiçbir yeri turlamadan, çarşıya bile çıkmadan, otelde dururlar.

Sabahın köründen gecenin kör karanlığına kadar tıkınırlar, canlı müzik eşliğinde doluştukları açık büfelerde trafik levhası ebatlarındaki tabaklara dönerin üstüne şöbiyet, balık buğulamanın yanına lahmacun, ıspanaklı krepin altına şiş kebap, karpuzla turşuyu yan yana doldurup, birer lokma tadarlar, gerisini komple çöpe atarız.

Kulaklarından fışkıracak kadar içip, dünyanın en güzel plajlarında kulaç atarken, ekmek arası sucuk, haşlanmış mısır ve dondurma servisi alırlar.

Şezlongta keyifle popolarını kaşırken, iskelede piyano çalar, fıstıklı lokumla ikram edilen Türk kahvesini buzlu bira eşliğinde yudumlarlar.

Benim diyen spor kulüplerinde bile bulunmayan özel havalandırmalı salonlarda bisiklet çevirip, saunada kavun, çilek, karadut atıştırarak ter atarken, hamamda meyve kokteyliyle serinleye serinleye kese attırırlar.

Hava kararınca antik tiyatro büyüklüğünde tribünlere oturup, kağıt helvalarını kemire kemire Brezilya’dan Küba’dan Çin’den getirilen şov gruplarını seyrederler, kumsalda yakılan romantik ateşin etrafında viskiyle sosis yiyerek, dansözle göbek atarlar.

Daha bismillah birinci günün gecesinde odalarına giderken, hepsi en az üçer kilo almıştır ama, aman maazallah aç kalmasınlar diye, geceyarısından sabahın ilk ışıklarına kadar çorba ve ekmek arası köfte servisi vardır, kafalarını koydukları yastığı çikolata, yan sehpaya kraker çeşitleri, orta sehpaya bol bol meyve ve kırmızı, beyaz, rose, üç şişe şarap bırakılır.

Çarşafları her gün değiştirilir, havluları her gün değiştirilir, isterlerle 24 saat kesintisiz klima çalışır, isterlerse 24 saat yıkanırlar, şampuan zaten sebil.

Sekiz gün, hepsi dahil, 199 euro.

Yani, dokuz bin lira.

Herhangi bir Avrupalı -sekiz gün- kendi evinde bile kalamaz bu paraya!

Bu kadar yeme içmeyi -sekiz gün- eğlenceyi zaten satın alamaz da, barınayım dese, bu paraya boş konteyner bile kiralayamaz.

(Cennet gibi ülkemizi her şey dahil saçmalığıyla ucuzlata ucuzlata bu hale getirdik, sekiz günlüğü sadece 199 euro, üstelik, bu paranın en az yarısı gidiş dönüş uçak biletine, transferlere, tur operatörlerine filan gidiyor, otele kala 100 euro civarında para kalıyor, günlüğü anca 12 euroya geliyor, -temmuz ağustos döneminde lütfedip bu fiyatları biraz daha yukarı çekiyorlar-, sektör öylesine batık ki, turizm bakanımız yatıyla Yunanistan’da dolaşırken, burada günlüğü 12 euroya bile razıyız.)

İkinci fotoğraf, değerli arkadaşım Turgut Erat tarafından İsviçre’de bir markette çekildi.

Saksıda, küçük bir zeytin ağacı, 799 İsviçre frangı.

Yani, 39 bin lira.

Sen yandaşa maden sahası açmak için, yandaşın oteline inşaat alanı açmak için zeytinlikleri kesiyorsun, zeytinlikleri canının istediği gibi kesebilmek için zorlaya zorlaya illa kanun çıkarmaya çalışıyorsun, zeytinlikleri yok edip diktiğin otelleri anca günlüğü 12 euroya veriyorsun, elin oğlu o zeytin ağacının tanesini 799 İsviçre frangına satıyor.

Türkiye’de sekiz günü 199 eurodan beş yıldızlı otelimizde bir ay kaldığın parayla, Avrupa’da bir tek zeytin ağacını bile alamıyorsun.

(Maden açısından bakarsak... Bir ton kömür 400 dolar, kömür ocağının verimli işletme ömrü taş çatlasın 50 yıl, bir ton zeytinyağı 10 bin dolar, zeytin ağacının aralıksız zeytin verdiği ömrü üç bin yıl, hangisinin mantıklı olduğunu kavrayabilmek için maden mühendisi veya ziraatçı olmaya gerek yok, ilkokul seviyesinde matematik yeterli.)

Peşkeş şehvetine kapılanlar için, veya kafasına dank etmeyenler için yapabileceğimiz herhangi bir şey yok ama, yurdumuza kıyamadığımız için yine de soralım... Bahçesine zeytin dikmek için beş yıldızlı otelden daha fazla para ödeyen bir medeni kültür, senin zeytin kesip beton diktiğin yere tatile gelip para öder mi?

Habere git