- TRUMP: Biden’ı savaşçı diye suçluyordum. Ondan beter savaşçı oldum iyi mi?
*
- ERDOĞAN: Ne iş yahu! Bize de sürekli masa kurma, karıştırma - barıştırma görevi düşüyor.
*
- HAMANEY: Haydar füzesini en sona saklamalıyım. Hemen harcamayalım onu.
*
- PUTİN: Üçüncü dünya savaşı çıkar diye herkesi korkutarak İran’a destek olayım bari.
*
- Şİ: Sesimi çıkarmayayım. Hiçbir şey yokmuş gibi yapayım. Geçip gitmesini bekleyeyim.
*
- MACRON: Gönlüm aykırı gitmek istiyor ama İsrail’e karşı ne kadar aykırı gidilebilir ki?
*
- ZELENSKI: Hay aksi! Yine unutuldum. Benim yerimi şimdi de Hamaney aldı, iyi mi?
İSRAİL’İN KAYBETTİKLERİ
- Onlarca Hollywood yapımıyla besledikleri o meşhur tarihsel mağduriyetlerini KAYBETTİLER.
- Başlarına bir felaket geldiğinde üzülecek az sayıda kişi vardı, onları da KAYBETTİLER.
- Ahlaki alanda tek bir harf bile söyleyecek durumda değiller. Bu alanda çok büyük KAYBETTİLER.
- Batılı birkaç ülke yönetimi dışında dünyanın tüm halklarını KAYBETTİLER.
- Öyle vahşi bir devlet terörü estirdiler ki... “Terör kurbanı olma” vasıflarını KAYBETTİLER.
ATİNA HAVALİMANI’NDA ‘ÇALMIŞLAR, HEPSİNİ ÇALMIŞLAR’ DİYE DOLAŞMAK
GÜNÜBİRLİK Atina gidiş / dönüşümün son aşaması...
Havalimanı’nda saat 22.00 uçağını bekliyorum.
Uçağın kalkmasına daha vakit var.
Havalimanındaki dükkanları dolaşarak vakit geçiriyorum.
Bir tatlı reyonu. Paketler “baklava baklava” diye bağırıyor. “Cık cık” diyorum.
Bir başka reyon. Orada da “kataifi” yazısına rastlıyorum. Bildiğin bizim kadayıf, olmuş sana “kataifi.”
Ve şimdi de karşımda “loukoumi”. Hiç sevmem lokumu. Varsın onların olsun.
Aha! Teneke kutularda “kourabie” yazısı. Kurabiye onların mıydı bizim miydi falan diye mırıldanmalar.
*
Tam “Çalmışlar, her şeyi çalmışlar abi” diye moralimi bozacaktım ki...
Hepsinin bu coğrafyanın ortak tadı tuzu olduğu aklıma geldi.
Böylelikle yatışıverdim.
KLASİK EV GEZMESİ FOTOĞRAFI
DEPREM bölgesinde yeni evlerine kavuşan bir vatandaşımızın yeni evine “güle güle oturun” demeye gelenler:
- Cumhurbaşkanı Erdoğan.
- Cumhurbaşkanı Aliyev.
- Bakan Kurum.
*
İki cumhurbaşkanı ve bir bakan, tekli koltuklarda.
Ev halkı ise kanepede.
*
Bayıldım bu fotoğraf karesine. Anadolu usulü samimiyet işte budur.
Ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim:
Depremde evlerini, yakınlarını kaybetmiş vatandaşlarımıza devlet ne yapsa azdır.